Teknoloji ve Çocuk

Günümüzde ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklarla ilgili endişe duydukları konuların başında hiperaktivite ve dikkat eksikliği geliyor. Ancak yetişkinler tarafından göz ardı edilebilen ve en az hiperaktivite ve dikkat eksikliği kadar hassasiyet gösterilmesi gereken başka bir konu var: “Çocukların asosyal davranışları”.

Telefon, radyo ve televizyon gibi çocukların zamanının önemli bir kısmını tüketen multimedya araçlarının yanına son yıllarda bilgisayar, tablet, cep telefonu ve internet gibi yeni araçlar eklendi. Aileler çocuklarını bilgi çağına hazırlamak, onların eğitim süreçlerine katkıda bulunmak ve onlara daha kolay ulaşabilmek gibi çeşitli nedenlerle onlara bu teknolojik aletleri alıyorlar. Ancak gençlerin bir çoğu bu aletleri oyun oynamak, arkadaşlarıyla iletişim kurmak, müzik dinlemek ve dizi/film izlemek amacıyla kullanıyorlar. Bu durum bize gösteriyor ki ailelerin çocuklarına teknolojiyi kullandırma amaçları pratikte karşılık bulmuyor ve çocuklar giderek bu aletlere daha bağımlı hale geliyorlar. Amerika’da yapılan bir çalışmada 8-18 yaş arası çocuklar “Issız bir adaya düşersen yanına ne alırdın?” sorusuna ilk sırada interneti olan bir bilgisayar yanıtını vermişler. Ailelerin bu konudaki bilinçsiz tutumları çocukları teknoloji karşısında savunmasız bırakıyor; sonucunda da çocuklarda uyku bozukluğu, fiziksel aktivitelerde azalma, sorumlulukları ihmal etme, sanal iletişimin yüz yüze iletişimin yerini almaya başlaması ve asosyal davranışlar gibi sorunlar gündeme gelmeye başlıyor.

Sosyal etkileşimleri azalan çocuklar, çoğu zaman özgüvenle ilgili problemleri de beraberinde yaşıyor ve müdahale edilmediği takdirde kendilerini daha depresif hissederek zamanla daha fazla içlerine kapanıyorlar. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, ergenler günlerinin 1 ila 3 saatlerini bilgisayar başında geçiriyorlar. Bu durum ergenlerin yüz yüze kurdukları iletişimi azalttığı gibi kas ve iskelet sistemlerinde bozulma, görme problemleri ve uyku bozuklukları gibi fiziksel sorunlara da sebebiyet verebiliyor.

Bununla birlikte, şiddet içerikli bilgisayar oyunları özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. 1999 yılında Amerika’da her gün düzenli olarak şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynayan iki liseli çocuğun, okulda arkadaşlarını öldürmeleriyle birlikte ilgileri daha fazla üzerine çeken bu noktaya aslında çok dikkat edilmesi gerekiyor. Tabi ki bu uç bir örnek ve bu on üç kişinin ölümünden sadece bilgisayar oyunları sorumlu tutulamaz; ancak birçok araştırmaya göre şiddet ve rekabet içeren bilgisayar oyunları çocukların saldırgan ve düşmanca tavırlarını arttırıyor. Bu duruma başka bir örnek olarak, 1999 yılında Amerikan ordusunun askerlerine savaş eğitimi verirken onlarda öldürme isteğini arttırmak ve onları şiddete karşı duyarsızlaştırmak amacıyla bilgisayar oyunlarını kullanmasını gösterebiliriz. Tüm bu bulgular şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerinde tahmin etiğimizden çok daha olumsuz etkiler yaratabileceğini bize göstermektedir.

Bilgisayar ve televizyon başında uzun süre oturmanın yol açabileceği bu olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda, ailelerin dikkat etmeleri gereken bir takım noktalar gündeme geliyor. Günümüzde çocukları teknolojiden soyutlamak mümkün değil; ancak çocukların teknoloji kullanımlarının belirli denetimlerden geçmesi gerekli:

  • Çocuklarınızın üst üste saatlerce bilgisayar ve televizyon başında oturmalarına müsaade etmeyin. Bir saatten fazla bilgisayar başında oturmalarını gerektiren bir durum söz konusu ise de (ödev, proje hazırlamak, vb.) onlara bir süre ara vermeleri gerektiğini hatırlatın. Evin içinde kısa bir yürüyüş yapmak bile yaşayabilecekleri fiziksel rahatsızlıkların daha aza indirgenmesine katkıda bulunacaktır.
  • Çocukların en etkin öğrenme yöntemi model almadır. Elinizde sürekli tablet/telefon varsa, boş vakitlerinizi televizyon/bilgisayar başında geçiriyorsanız çocuğunuzun teknoloji kullanımını kısıtlamanız zorlaşacaktır. Boş vakitlerini nasıl geçirmesini istiyorsanız onun için o yönde model olun.
  • Bilgisayar ve televizyonun çocukların odalarında değil de ortak kullanım alanında bulunmasına dikkat edin. Böylelikle hem girdikleri programları daha rahat takip edebilirsiniz hem de yaşayacakları uyku bozukluklarını engellemiş olursunuz.
  • Çocuklarınıza sürekli müdahale etmek yerine öncelikle yerine getirmesi gereken sorumlulukları (ödevlerini bitirmek, ders tekrarı yapmak, odasını toplamak, vb.) hatırlatın. Sorumluluklarını düzenli bir şekilde yerine getiriyorsa boş vakitlerinde bilgisayar veya televizyon başında vakit geçirmesine müsaade edin. Ancak unutmayın ki bu izin sınırsız olmamalı; sanal ortamda geçirilen uzun saatler çocukların gerçeklikten uzaklaşmalarına ve asosyal olmalarına zemin hazırlar.
  • Çocukların boş vakitlerini bilgisayar ve televizyon başında geçirmek yerine daha verimli değerlendirebilmeleri için onlara seçenekler sunun. Birlikte açık havada yürüyüş yapabilir, çocuğunuzu bir spor etkinliğine yazdırabilir veya kitap okuma saatleri oluşturarak çocuğunuza okuma alışkanlığı kazandırabilirsiniz. Ailece masa başında yapacağınız etkinlikler de aile içi iletişiminizi kuvvetlendirecektir (Birlikte uçurtma hazırlayıp ailece onu uçurtmaya gidebilirsiniz.).
  • Özellikle hafta sonları arkadaşlarıyla program yapmaları için onları teşvik edin. Arkadaşlarıyla yüz yüze vakit geçiren çocukların iletişim becerileri gelişecek ve böylece daha dışa dönük olacaklardır.

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH