Burada bir yazıyı da hayvanlarımıza ayırmak istedim. Onlar bizim, insanların yanındaki en önemli dostlarımız. Aklınıza “ Psikolojik Danışmanlık “ ile ne gibi ilgisi olabilir diye gelebilir. Bence çok önemi var. Çünkü o dostlar bizlere arkadaşlık yaparak hemen her konuda bizlerin yanında oluyorlar. Sevgilerini karşılıksız paylaşıyorlar. Üzüntülerimizi , hastalıklarımızı algılıyorlar ve daima saf sevgi veriyorlar. İnsan olarak, bizler bile birbirimize ne kadar yakın olursak olalım, onlar kadar saf ve temiz duygular taşıyamıyoruz. Her biri ile ilgili yazılanlar kitaplar doldurabilir. Ben sadece birkaç yönü ile ele alabileceğim. Yeri geliyor koruyucularımız oluyorlar, yeri geliyor en yakın dostlarımız oluyorlar.
Bizim evimizde de hayatımızı paylaştığımız dostlarımız var. Kedi ve köpek cinsinden. Yıllar boyunca birlikte yaşadıklarımızın isimlerini burada yazmayayım, çünkü liste epey uzun olabilir. Onlar hayatımıza girmiş can dostlarımız bizim. Getirdikleri mutluluğu tarif etmem imkansız. Her biri bir vesile ile geldiler bize. Ama hepsi çok küçükken ailemize girdiler. 40 senelik evlilik hayatımızda hiç hayvan dostsuz kalmadık. Onlarla olduğumuza hiç pişmanlık da duymadık.
Bazı ailelerde çocuklar için tehlikeli görüldüklerinden ,tercih edilmiyorlar ama ben bu görüşe hiç katılmıyorum. Araştırmalar, bir hayvan dostla birlikte büyüyen çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerinin daha hızlı olduğunu ve psikolojilerinin daha sağlıklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Oğlumuz hep onlarla birlikte büyüdü ve hiç zararları dokunmadı. Gene araştırmalar sonucunda , hayvanlarla birlikte günde 25 dakika geçiren, onlarla oynayan, ilgilenen ya da göz temasında bulunan insanların bedeninde oksitosin hormonunun %25 oranda arttığı ortaya çıkmıştır. Mutluluk- sevgi hormonu olarak bilinen bu hormon, kişinin kan basıncının düşmesine , depresyonla baş edebilmesine, sakinleşmesine ve huzur duygusunun artmasına yardımcı olur. Düşünsenize anti depresanlara gerek kalmıyor. Zamanımızda birçok insan leblebi gibi bu tür hapları kullanır oldu. Biz evimizde bu faydaları görüyoruz. Ayrıca yorgun argın eve dönüşlerimizde bizler için taze enerji verdiklerine inanıyoruz. Bunu deneyimliyoruz. Psikolojik açıdan , evlerinde hayvan bulunan ailelerde mutluluk daha fazla yaşanıyor. Sorunlar daha sağlıklı halledilebiliyor. İnsanlar daha sabırlı, hoşgörülü ve toleranslı oluyor. Depresyon böyle ailelerde daha az görülüyor. Faydaları saymakla bitmiyor.
Bazı araştırmalar sonucunda da, hayvan dostlarımızın , insanlardaki negatif yüklü enerjileri aldıkları tespit edilmiş. Pozitifi oluşturmak bizim düşünce ve eylemlerimizin kazancı ama bu negatif yüklerden bizleri kurtarmaları ne kadar faydalı. Bir zamanlar , bileklere yarım ay bakır bilezikler takılırdı. Vücudumuzdaki negatif yüklü enerjiyi topladığı iddia edilirdi. Halbuki aynı görevi bir kedi çok daha güzel yapıyor. Akşam koltuğunuza gömüldüğünüzde, kucağınıza çıkıp o mır mır şarkısıyla, insanda hiç negatif bir yük bırakmıyor. Onlar bedenlerimizin aura dediğimiz ışığını görüp ,bir doktor gibi ,bozuk ışık yayan bölgelerimizi elleriyle yuğurarak masaj uygulayıp , oradaki negatif yükleri pozitife çeviriyorlar. Organlarımızın daha sağlıklı çalışmalarını sağlıyorlar.
Ya dostluklarına ne demeli? Siz nereye o da oraya. Evde bir an yalnız değilsiniz. Gözü hep sizin üzerinizde. İnsan aşık olduğu sevgilisiyle bile bu denli yakın olamıyor. Hele ki sizin üzüldüğünüzü görsünler, çılgına dönüyorlar. Sizin hemen yanınıza gelip ellerinden bir şey gelebilir düşüncesiyle ,ya patileriyle dokunarak, ya da yalamak isteyerek sizi teselliye koyuluyorlar. İnsan içinden “Yok böyle bir şey ya!” diyor. Bütün bunlar gerçek. Biz senelerdir nelere şahit olduk bir bilseniz.
Eminim ki birçoğunuz mutlaka hayvanların o inanılması güç öykülerinden birkaçını dinlemişsinizdir. Ben sizlere bir öykü anlatmak yerine size bir hayvan sahibi olun diyeceğim. Göreceksiniz sizin de zaman içinde çevrenize anlatacağınız birçok gerçek öykünüz olacak. Çocuğu olanlarınız, çocuklarını onların sevgisinden uzak büyütmesin. Batı toplumlarında hayvan sevgisi ve birlikteliği adeta olmazsa olmaz gibi. Gelin bu güzel nimetten bizler de faydalanalım. Gelin bizler de en az bir hayvan besleyelim. Hem hayrımız olur o küçük dostlarımıza, hem de hayrı olacak sizlere, göreceksiniz.
Hep Sevgiyle Kalın…
Uzman Psikolog,
Ali Rıza TANALTAY