Çocukların içinde bulundukları yaş dönemlerine göre farklı korku ve kaygıları olabilir. Örneğin bebeklik döneminde, yüksek ve ani seslerden, hiç tanımadığı bir yerde annesinden ayrılmaktan korkmak ve buna ağlayarak tepki vermek gelişim sürecinin bir parçasıdır. Ancak 8 yaşındaki bir çocuğun annesinden ayrı kalmaktan korkması ve bu yüzden okula gitmek istememesi ise daha farklı bir durumdur.
Okul öncesi dönemde çocuklarda anneden ayrılma korkusu azalmaya başlar, ancak henüz gerçek ve hayali tam olarak birbirinden ayırt edemezler. Bu nedenle karanlıktan, hayal ürünü şeylerden, yalnız kalmaktan ya da bazı hayvanlardan korkabilirler. Okul döneminde somut düşünme becerilerinin gelişmesi ile birlikte bu korkular yerini yavaş yavaş okul başarısı, arkadaş edinme ile ilgili kaygılara bırakabilir. Zaman içerisinde çocuklar yeni beceriler edinerek, bu kaygıları ile başa çıkmayı öğrenirler.
Ancak bazı durumlarda çocuklar bu kaygılarla başa çıkamayabilir ve çocukluk dönemi korkuları, çok ciddi bir boyut alabilir. Örneğin okulda başarısız olmaktan, arkadaş bulamamaktan korkan bir çocuk okula gitmeyi reddedilir. Bu gibi durumlarda kaygı ciddi seviyededir ve çocuğun yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Eğer çocukların yaşadıkları kaygı çok yoğun, sürekli ve sağlıklı gelişimine engel olacak boyutlardaysa, çocuğun yardıma ihtiyacı olabilir. Hatta çocukların normal gelişim süreci içeresindeki korkuları, kaygıları, kaybolması beklenilen yaşlarda hala devam ediyor ve çocuğun, ailenin hayatını olumsuz yönde etkiliyorsa kaygı bozukluğu ihtimali düşünülebilir. Ayrılma kaygısı bozukluğu, yaygın kaygı bozukluğu ve fobiler çocukluk döneminde daha sık görülebilen kaygı bozukluklarıdır.
Ayrılma Kaygısı Bozukluğu:
Ayrılma kaygısının gelişimsel olarak yaşanmasının beklendiği süreçten sonraki dönemde, çocuğun anneden ya da bağlandığı kişiden ayrılması durumunda ortaya çıkan yoğun endişe ve sıkıntı halidir. Çocuk bağlandığı kişiyi kaybetme, kendisinin ya da onun başına kötü bir şey gelmesi ile ilgili yoğun kaygı yaşar. Çocuklar ayrılmaktan kaçınmak için okula gitmeyi bile reddedebilir. Ayrılık kaygısı bozukluğu, okul fobisi sebeplerinden de biridir. Bu durum çocuğun okul, aile hayatını ciddi anlamda olumsuz etkiler.
Yaygın Kaygı Bozukluğu:
Yaygın kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar, sürekli kaygılı, huzursuz, gergin, çabuk öfkelenen çocuklardır. Sürekli onaylanma ihtiyacı duyarlar. Genellikle okul performanslarıyla ilgili kaygıları vardır. Sınav nasıl geçecek? Çalışmayı unuttuğum konu var mı? Ya sınavdan önce uyuyamazsam gibi bitmek tükenmek bilmeyen kaygıları, rahatlatması zor bir düşünce akışları vardır. Yaşadıkları stres karın, baş ağrısı gibi fiziksel belirtilere de sebep olabilir. Bu çocuklar genellikle mükemmeliyetçi yapıdadırlar.
Fobiler:
Özgül fobisi olan çocuklar, sadece belirli bir durum ya da nesneden aşırı derecede korkar ve kaçınmak için yoğun stres ve endişe yaşarlar. Köpek, böcek, palyaço gibi nesnelere karşı olan fobiler sadece nesnenin kendisinden değil, resimlerinden bile kaçınmak şeklinde olabilir. Çocuklar bu fobileri sebebiyle bazı aktivitelerden özellikle uzak dururlar. Örneğin köpeklerle karşılaşmaktan korkan bir çocuk, arkadaşlarıyla parkta oynamak istemeyebilir.
Sosyal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)
Sosyal fobisi olan çocuklar sosyal ortamlarda hata yapmak, yargılanmak ile ilgili kaygılarından ötürü sosyal aktivitelerden, sözlü sunumlardan kaçınırlar. Bu gibi durumlarda yaşadıkları strese kızarma, kalp çarpıntısı, titreme, terleme gibi bedensel belirtiler de eşlik edebilir. Bununla birlikte sosyal fobisi olan çocuklar, evde kendi aile ve ya yakın arkadaşları ile beraber iken genelde normaldirler. Sosyal fobi, çocuğun özellikle sosyal hayatında önemli kısıtlamalara sebep olan bir sorundur ve tedavi edilmediği durumlarda ilerleyen yaşlarda da devam edebilmektedir.
Çocuklardaki kaygı bozukluklarının oluşmasında genetik faktörler, ebeveynlerde kaygı bozukluklarının varlığı, çocuğun mizacı ile ilgili özellikler, anne-babanın çocuk yetiştirme tutumları, çocuğun yaşadığı olumsuz deneyimler gibi pek çok faktör rol oynar.
Çocukluk döneminde gelişimsel kaygı ve korkular sıklıkla görülse de, gelişim dönemine uygun olmayan, yoğun, sürekli yaşanan, çocuğun arkadaş ilişkileri, aile ve okul yaşamında sorunlara neden olan kaygı ve endişe durumlarında mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir. Fizyolojik nedeni bulunamayan baş ve karın ağrısı gibi durumların da çocukluk dönemi kaygı bozukluklarında görülebileceği unutulmamalıdır.