Özellikle böyle bir başlık attım. Çünkü Sevgiyi yaşamak için onun kucağına taşınmak onunla yaşamak gerek. Onun dışında her şey boş her şey yavan. Yaşıyorum diyebilmek için, yaşama hakkını veriyorum diyebilmek için, dünyaya gelişim, hayatım, boşa olmayacak demek için mutlaka sevgiyi hayatımızın her anına sokmamız gerek.
Bunu öğrenmek, buna ihtiyacımız olduğuna inanmamız gerek. Öyle ya inanmak gerek. Çünkü inanmayan bir insan bunu yaşamaya da ihtiyaç duymaz. Aslında en büyük ihtiyacımız sevgiden alacağımız o pozitif enerjidir. Bizi ayakta tutan, her türlü derde karşı bizi koruyan en büyük gücü bizde vareder. Onsuz yaşamak susuz kalmak, havasız kalmak gibidir. Nasıl suya, havaya ihtiyacımız varsa sevginin enerjisine de öyle ihtiyacımız var.
Zaman su gibi akıp geçiyor, sevgi adına attığınız kaç adım varsa hayatınızda, tekamül yolculuğunuzda o kadar ilerlemişsiniz demektir. Durum bu kadar önemli ise şöyle bir dönüp kendimize bakalım. Neler var sevdiğimiz ve severek yaptığımız bir listesini oluşturalım. Bu liste için ne kadar emek harcıyoruz kendimize onu soralım. Sevmek için ne denli çabadayız. Ne kadar düşünüyor, hayatımızda ne kadar yer veriyoruz. İnanın bana eleştirmek son derece kolaydır ama sevgi bir iştir ve bir emek ister, sabır ister gayret ister. Gelecek olan kuvvet de ancak bunlardan sonra gelir.
Yaşayıp gittiğimiz hayatlarımız içinde sevginin karşılığı olan korku ve kaygıların sonucunda oluşturduğumuz negatifler o denli çoktur ki, bunu basit bir örnek ile anlatmak istersek şu araştırma sonucuna bir bakın. 18 yaşına gelmiş bir genç için çevresinin ona yaptığı övgüler negatif yergilerin yanında 1000 misli fazlaymış. 1 övgüye 1000 yergi. Ne muazzam bir oran bu. Böyle yetişmiş bir gencin yaptığı ne olur sizce. O çok mu farklı davranır acaba dersiniz. İnsanoğlu ne görüyorsa onu örnekliyor kendisine. Dolayısıyla o da çocuğuna karşı farklı bir davranış geliştirmiyor ve ne gördüyse onu yapıyor. Bu acı bir sonuç. Gelin hep birlikte bizler farklı bir yol tutalım ve bu oranı tersine çevirmeye çalışalım. O zaman göreceksiniz çok farklı bir nesil yetişecektir. Diyebilirsiniz ki benim yaptığım geneli değiştiremez ki! Evet doğru geneli değiştiremezsiniz fakat birkaç kişiye güzel örnek oluşturursunuz ve zamanla onlar da sizi kendilerine örnek alırlar, sonra onları başkaları örnek alır ve zamanla birlikte sadece birkaç kişinin başlatacağı bu güzel hareket birçok insanın gönlünde olur. İşte o zaman çok şey değişir. Bu bir sinerjidir, katlanarak artar.
İnsan doymaz, İnsan aldıkça ister, eğer ona götürdüklerinizde, onun menfaatine iyi gelen, onun hayrına olan bir şey veremiyorsanız, hiçbir şekilde yolunuza inandıramazsınız, bu yüzden güzel örnekler insanoğlunu çeker. O güzel örnek davranış sahiplerini ve onların huzurlu mutlu yaşantılarını görünce o da sahip olmak ister ve o da gayrete girer. İnsana bir şeyler yaptırabilmenin en güzel yolu örneklemedir. Biz buna gayret gösterir yaparsak neler neler değişir. Bu sebeple ben haydi gelin sevgiye taşınalım diyorum. Hep birlikte önce onun doyulmaz keyfine bizler varalım. Sevginin getirdiği huzurla buluşalım. Karanlıkta ışığın kıymetini bizler tadalım. Dalga dalga da karanlıkta kalanları ışığa çekelim.
Hep Sevgiyle Kalın…
Uzman Psikolog
Ali Rıza Tanaltay
Pingback:dangers of a keto diet